İNTERNETHABER
ANKARA- Son 7 yılda çeşitli gündem maddeleri nedeniyle devletin zirvesini oluşturan kimi kurumlar arasında gerilimler yaşandı. Ancak hiç bu kadar bütün kurumların karşı karşıya geldiği bir dönem görülmedi.
Hükümetin 'PKK terörünü sona erdirip barış, huzur ortamı yaratmak' için başlattığı Demokratik Açılım, son adıyla Milli Birlik Beraberlik Projesi neredeyse siyasi partiler arasındaki en büyük ayrılığa; ıslak imza askerle-hükümet arasındaki iplerin gerilmesine, dinlemeler yargının ayağa kalkmasına neden oldu. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinden bu yana muhalefetin Gül'e yönelik tepkisinde de bir değişiklik görülmezken kavgada RTÜK, YÖK, TMSF, Merkez Bankası gibi pek çok kurum ile tartışmaları izlemek ve yansıtmakla sorumlu medya da var. Devletin zirvesindeki 'kim kiminle neden kavga yapıyor' konusunda küçük bir özet yapmakta fayda var.
CUMHURBAŞKANI TANINMIYOR
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde iktidar ile muhalefet partileri arasında yaşanan tartışmalar Gül'ün koltuğa oturmasına karşın bitmedi. CHP ve MHP aradan geçen iki yıla karşın Cu multi language seo mhurbaşkanını tanımamakta ısrar ediyor. Çağrılarını görmezlikten geliyor, davtelerine katılmıyor. Gül'ün Meclis'te yaptığı açılış konuşmasına iki muhalefet partisinin de gösterdiği sert tepki bu krizin daha da devam edeceğini gösteriyor.
MÜZMİN MUHALEFET
AKP iktidarı döneminde muhalefet partileri ile hükümet sık sık karşı karşıya geldi. Hükümetin bütün uygulamalarına CHP ve MHP liderlerinin yaklaşımı hep çok sert oldu. Ancak Demokratik Açılım tartışması partiler arasındaki ipleri kopardı. Bugün ihanetten, vatanı satmaya varan ağır suçlamalar havada uçuşuyor. Son Meclis oturumundaki ağır sözler de milletvekillerini yumruk yumruğa karşı karşıya getirdi. Sokak kavgasında söylenmeyecek sözler bugün Meclis salonunda yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.
İKTİDARIN SERT ÜSLUBU GERİYOR
Muhalefetin ağır üslubunu AK Parti hükümeti de geride bırakmıyor. Muhalefetin her açıklamasına iktidardan da aynı sertlikte yanıtlar geliyor. Sadece Başbakan değil AK Parti yöneticileri ve grup başkanvekilleri de daha ılımlı olacakları pek çok konuda tansiyonu yükseltmekte bir sakınca görmüyor.
MECLİS BAŞKANI KİMSEYE YARANAMIYOR
Hükümet ile muhalefet partileri arasında alışılan bu manzaraya son Genel Kurul toplantısında Meclis Başkanı da eklendi. Demokratik Açılım’ın tartışıldığı toplantıda Meclis Başkanı Şahin aldığı kararlarla ne muhalefete yaranabildi, ne de partisine. Başbakan Erdoğan’ın Şahin için söylediği iddia edilen sözler de ikili arasında bir gerilime neden olacak gibi görünüyor.
ASKER HÜKÜMET GERİLİMİ
Devletin zirvesindeki bir başka gerilim noktası ise ıslak imza tartışmaları nedeniyle hükümetle Genelkurmay arasında yaşanıyor. İrticayla Mücadele Eylem Planı çerçevesinde 5 aydır süren tartışma ve en son belgeyi hazırladığı iddiasıyla tutuklanan Albay Dursun’un Çiçek’in durumu iki kurum arasındaki gerilimi daha da tırmandıracağa benziyor. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, Başbakan’la görüşmesinden sonra fotoğraflara yansıyan asık yüzü de bu gerilimi çok iyi yansıtıyor.
YARGININ GÖZÜ HÜKÜMETTE
Gerilim sadece hükümet, Meclis Başkanı, muhalefet partileri ve Genelkurmay arasında mı? Hayır. Bu sorunların en çok dışında olması gereken yargı da bu kavganın içinde. Ergenekon soruşturması kapsamında soruşturmayı yürüten savcıların da bağlı olduğu İstanbul Başsavcısının dinlendiğinin ortaya çıkması ve Yargıtay’ın telefonlarının dinlendiği iddiaları yargı mensuplarının da suratlarını astı. Yargı mensupları gelişmeleri kaygıyla izliyor. Pek çoğu sorumlu olduğunu düşündükleri hükümete tepki gösteriyor. Adalet Bakanlığı Sincan Hakimi ve Yarsav başkanı hakkında soruşturma açılmasını istedi.
MEDYA DA KAVGANIN ORTASINDA
Ülke gündemindeki tartışmalı konuları izlemek, yansıtmak ve gerektiğinde sorgulamakla görevli medya ise pek çok konuda "taraf" olduğu suçlamalarıyla kavganın yansıtıcısı değil pek çok zaman içinde yer alıyor. "Yandaş medya" veya "AK Parti karşıtı medya" nitelemeleri de hiç dillerden düşmeyen başlıklardan.
MİLLİ AYRILIK PROJESİ!
Devletin zirvesindeki bu kavga içinde Meclis yarın Türkiye’nin çeyrek yüzyılına damga vuran Kürt sorununu çözmek için yeniden toplanacak. Adına “Milli birlik beraberlik projesi” verilen açılım projesinin birlik ve beraberlik bir yana gerilimi daha da arttıracağı bugünden görülüyor.
DTP SESSİZ
İlginç olan ise sürecin merkezindeki DTP ise; son birkaç aya kadar başka kavgaların tarafıyken, bugün bu kavgaların dışında bir görünüm sergiliyor. Ancak Demokratik Açılım Projesi'ne karşı çıkan CHP ve MHP zaman zaman DTP'nin sert eleştirilerine neden oluyor..
Kategori : POLİTİKA