Gülcan Kaplan - Son günlerde çok tartışılan ve tüketicileri tedirgin eden genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren ürünlerin Türkiye'de üretim ve ekiminin yapılmadığı, tohum girişinin de yasak olduğu, bu nedenle gönül rahatlığıyla pazardan, manavdan sebze meyve alınıp tüketilebileceği bildirildi.
İzmir İl Tarım Müdürü Ahmet Güldal, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, GDO'lu ürünlerin dünyada 25 ülkede 125 milyon hektar alanda üretilebildiğini, Türkiye'de GDO'lu ürün çalışmasının yasak olduğunu söyledi.
26 Ekim'de yürürlüğe giren ''Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliği'' ile ''GDO serbest bırakılacak'' gibi bir algı oluştuğunun hatırlatılması üzerine Güldal, şu karşılığı verdi:
''Şu ana kadar hiçbir önleyici bir mekanizma ya da mevzuat yokken, 26 Ekim'de çıkan bu yönetmelikle genetiği değiştirilmiş organizmalardan elde edilen ürünlerin ülkemize girişi kontrol edilmeye başlanmıştır. Yapılacak çalışmalarla alınan numunelerin sonuçlarına göre hareket edilecektir. Dolayısıyla kontrol mekanizması başlamıştır. Şimdiye kadar böyle bir mekanizma yoktu, beyana tabiydi. Yani 'Türkiye'ye best hair transplant in turkeyhair transplant in turkey gelen bu ürünlerde GDO yoktur' diye beyan edince geliyordu. Şimdi beyan değil, ürünlerin Türkiye'ye girdiği günden itibaren alınan numuneler laboratuvarlarda analiz ediliyor, GDO analizi yapılıyor. Ve sonuçlar mevzuata aykırıysa, olumsuzsa, yani GDO varsa Türkiye'ye girişine izin verilmiyor.''
Güldal, böylece GDO'lu ürünlerin hiçbir şekilde Türkiye piyasasına sunulmayacağını belirterek, ''Tabi burada yönetmelikte belirtilen Bilim Kurulu'nun ürünlerdeki GDO sınırını tespit amacıyla yapacağı çalışmalar belirleyici olacak'' dedi.
GDO'nun AB normları olan binde 9 oranının üzerinde olması halinde o ürünün, Türkiye'ye girişinin mümkün olmadığını anlatan Güldal, ''Zaten binde 5'in altındaki oranlar tespit edilemiyormuş. Bazı ürünlerde binde 5'in üzerindeki oranlar da girişe engel teşkil ediyor. Dolayısıyla bir mekanizma başlatıldı. Bu belki ilerleyen dönemlerde daha gelişerek yürütülecek. Ama bu yönetmelikle bir sistem, bir kontrol mekanizması başlamıştır'' diye konuştu.
Güldal, denetleme sürecinin nasıl işleyeceği yönündeki soruya, şu yanıtı verdi:
''Bilim Kurulu da devreye girebiliyor. 40 ayrı uzman grubundan oluşan 91 kişilik Bilim Kurulu da devreye girebiliyor. Burada koruma kontrol, tarımsal üretim ve tarımsal araştırmalar gibi bakanlığın ilgili genel müdürlüklerinin temsilcileri var, üniversiteler ve araştırma enstitülerinin uzmanlarını da yer alıyor. Her ürün grubu için ayrı bir uzmanlık ekibi oluşturuluyor ve o ekip her ürün için GDO risk değerlendirmesi yapıyor. Sonuçta risk oranı belirlendikten sonra, sınırın üzerindeki ürünlerin Türkiye'ye girişine izin verilmiyor.''
-YÖNETMELİKTEN ÖNCE GDO'LU ÜRÜNLER TÜKETTİK Mİ?-
Ahmet Güldal, şu ana kadar Bakanlığın normal denetleme programında yapılan izlemelerde GDO'lu ürüne rastlanmadığını kaydederek, ''Bu tabii belli bir denetim mekanizmasıyla değil, yılın belli dönemlerinde rastgele yöntemle yapılan denetimler. Bugüne kadar çıkmamış. Numunelik gelenlerde GDO tespit edildiğinde de ithalinden vazgeçilmiş'' dedi.
Türkiye'de GDO'lu ürün üretiminin yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Güldal, ''Hayır, bu kesinlikle mümkün değil. Dünyada 25 ülkede GDO'lu ürün üretilebiliyor. 125 milyon hektar alanda yapılıyor bunun üretimi. Ama Türkiye'de GDO'lu ürün çalışması zaten yasak. Üretimi, ekimi de tamamen yasak, tohum üretimi, girişi de yasak. Bu noktalarda taviz kesinlikle verilmemiştir'' yanıtını verdi.
Güldal, çikolata, bisküvi, gofret, bebek maması gibi pek çok hazır gıdada GDO'lu ürünlerin kullanılıp kullanılmadığı yönündeki soru üzerine de, ''Bu ürünlerin içinde kullanılan mısır, buğday, soya gibi ürünlerin GDO'lu olanları varsa mutlaka bunlar analize gidecek. İzin verilen sınır neyse o sınırın altında kalmak şartıyla, ki bu sınır da AB'nin kabul ettiği sınırdır, bu şartla izin verilecek. Binde 9'u geçmesi halinde yasaklanacak'' karşılığını verdi.
-''DOMATES BİBER GDO'LU OLMAZ''-
''Hangi ürünler GDO'lu olabilir? Mesela domates, biberde bile olabileceği yönünde bir algı oluştu, bu doğru mu?'' şeklindeki soru üzerine Güldal ''Kesinlikle öyle bir şey söz konusu değil. Bizim ülke olarak ithal edeceğimiz belli başlı ürünler soya, kanola, mısır, pamuk ve pirinç. Bunların dışındaki ürünlerde zaten GDO çalışması söz konusu değil. Zaten ülkemize de giren ürünler bellidir'' şeklinde konuştu.
Ahmet Güldal, pazardan, manavdan gönül rahatlığıyla alış veriş yapılabileceğini söyleyerek, ''Onlarda hiçbir sorun yok. Zaten soya ve mısır yemlik olarak geliyor ve hayvan yemi olarak kullanılıyor. Ama tabi netice olarak havyan sağlığı, insan sağlığı, toplum sağlığı, çevre sağlığı bir bütündür. Yani o yemi yiyen hayvan bir gün insan beslenmesi için kullanılacaktır. Dolayısıyla sistem başından itibaren izlenmelidir ki, öyle yapılıyor'' dedi.
Kişisel olarak GDO'lu ürün tüketmek isteyip istemeyeceğinin sorulması üzerine de Güldal, ''Hiç kimse tercih etmez. O noktada risk oranının iyi tespit edilmesi lazım. Ülkemizin bütün insanları iyi beslenmeye layıktır, bu nedenle Avrupa, dünya nasıl düşünüyorsa biz de insanımızı öyle düşünmek zorundayız. Bu yönetmelikle Avrupa müktesebatından daha ileri kriterler getirildi'' diye konuştu.
Kategori : GÜNCEL