Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Serdar Öztürk, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" olduğu ileri sürülen belgedeki ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek'in eli ürünü olduğu şeklindeki raporda imzaları bulunan 3 adli tıp uzmanı hakkında soruşturma açılmasını istedi... Çiçek için "sahte resmi belge düzenlemek", "görevi kötüye kullanmak" ve "bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaa vermesi" gerekçeleriyle soruşturma talep etti.
Öztürk'ün avukatı Demet Reçber tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen dilekçede, ihbar mektubuyla birlikte savc ispanyolca seo ılığa gelen belgenin Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini, burada prosedüre göre önemli belgelerin kurulun tüm uzmanlarının katılımı ile incelendiği yönündeki yerleşik uygulamaya göre incelenmediği ileri sürüldü.
Dilekçede, incelemeden bir hafta önce kuruma atandıkları iddia edilen adli tıp uzmanı olan Hacı Mehmet Akın ile Lokman Başer'in tıp doktorları olduğu ve görevlendirme sonucu uzman sıfatıyla belgeyi inceleyerek, "Belgenin ıslak imzaya sahip olduğu ve imzanın Albay Dursun Çiçek'in eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı" yönünde mütalaa verdikleri öne sürülerek, kurumun Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Bülent Üner'in de incelemeye katılmadığı halde, usul gereği raporu imzaladığı savunuldu.
Bu iki uzmanın grafolog olmadıkları, tıp doktoru olarak, uzman olmadıkları bir alanda inceleme yaparak mütalaa verdikleri anlatılan dilekçede, tüm bunların sonucunda inceleme heyetinin özel olarak atandığı ve bilinçli olarak sahte mütalaa verdiklerinin ortaya çıktığı ileri sürüldü.
Dilekçede, sahteciliğin ortaya çıkarılması için belge aslının İstanbul Teknik Üniversitesi, Jandarma Kriminal Laboratuar ve TÜBİTAK'ta incelenerek ıslak imzanın orijinal belgeye Haziran 2009 tarihinden sonra atılıp atılmadığının tespiti gibi çeşitli incelemelerin yapılması istendi.
Belgede gerçekten bir ıslak imza bulunup bulunmadığı, varsa Albay Çiçek'in el ürünü olup olmadığının belirlenmesi de talep edilen dilekçede, Türkiye'de internet üzerinden veya resmi alımla "ıslak imza makinesi" alan tüm şahısların ve resmi kuruluşların belirlenerek, bu makinelere soruşturma sonucuna kadar el konulması isteminde bulunuldu.
Dilekçede, yapılacak soruşturma sonucunda, uzman olmayarak gerçeğe aykırı bir şekilde grafoloji raporu hazırladıklarının tespiti halinde Prof. Dr. Üner ile diğer 2 kişi hakkında, "Sahte resmi belge düzenledikleri"; uzman olmaları durumunda da gerçeğe aykırı raporu bilerek düzenledikleri bu nedenle, "görevi kötüye kullanmak" ve "bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaa vermesi" gerekçeleriyle haklarında dava açılması istendi.
Kategori : GÜNCEL